40 bini aşkın can kaybına sebep olan ve Kahramanmaraş merkezli olarak 7.6 ve 7.7 şiddetlerinde meydana gelen depremler ardından gözler binaların sorunlarına çevrildi. Özellikle yıkılan binaların müteahhitlerinin hangi suç ve kaç yılla yargılanacağı gündemde yer alan konular arasında gösterildi. Müteahhitlerin yargılanma ihtimali olan suçlar ile alacakları cezaları açıklayan Avukat Rezan Epözdemir merak edilenleri yanıtladı. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Sözüer de acele etmeden yeni binalar değil yeni şehirlerin yapılmasının söz konusu olduğunu söyledi. Bunun için özerk bir kurum önerdiğini belirten Sözüer, buna yaraları sarma kurumu da diyebileceğimizi açıkladı.

Beypazarı'nda Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu: 1487 Sikke ve Bir Kolye Ele Geçirildi Beypazarı'nda Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu: 1487 Sikke ve Bir Kolye Ele Geçirildi

Yaralar, Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen depremler sonrasında sarılmaya devam ediliyor ve yıkılan binalarla ilgili sorumluların alacağı cezalar da merak konusu oluyor. Gözler müteahhitlerin alacağı cezalara çevrildi ve kaç yıl ile yargılanacakları dikkat çekti.

Epözdemir, müteahhitlerin taksirle ölüme sebebiyet vermekten yargılamaları durumunda en fazla 22 sene ile yargılanacaklarını açıkladı. Bunun yanı sıra enkazda ister 1 ister 100 kişi ölmüş olsun olası kastla adam öldürmeden yargılanmaları halinde her bir kişi için 25 yıl ile yargılamanın söz konusu olacağı belirtildi.

Sözüer, genel yönetimlerin idarelerin kontrol ve denetimlerde hatalarının elbette ki söz konusu olduğunu açıkladı. Bir taraftan delillerin toplanıp soruşturma ve kovuşturmaların sürmesinin gerektiğini ancak mutlaka zararların giderilmesinin de gündemde yer alması gerekliliği belirtildi. Türkiye'de bu faylar dahil olmak üzere yapılacak şeyin 2018 yönetmeliğini uygulamak alelacele yapılaşmaya gitmeden zeminler hakkında gerekli araştırmayı yapmak olduğu bilgisi paylaşıldı. Yeni deprem yönetmeliğine Türkiye'de ihtiyaç bulunmadığı söylenildi ve hiçbirisine uygulamadığımız ve bunu da uzmanların hepsinin bildiği ifade edildi.

Yalnızca deprem bölgesinin değil Türkiye'nin şu anda risk altında olduğu açıklandı ve çok köklü tedbirlerin alınması ve farklı politikaların yürütülmesi gerektiği söylenildi. Artık muhalefet ve iktidarın bir araya gelmesi gerekliliğine vurguda bulundu ve bu durumun Türkiye'deki insanları umut vermesi gerektiği açıklandı. Enkazların altında şu anda üye ülkeye duyulan güvende kaldığı söylenildi ve ayrımcılıktan ya da bir takım grupları damgalamaktan ya da ifade özgürlüğüne sınırlar koymaktan vazgeçilmesi gerektiği ifade edildi. Devletin senelerce milyonlarca kaçak yapıya göz yumduğu açıklandı ve devletin bilgisi dahilinde bir felaket ile karşı karşıya olduğumuz paylaşıldı. İnsanlara özrün bile çok görüldüğü ifade edilirken bir yerden başlamak gerektiği bilgisi açıklandı.

Bazı öğrencilerin deprem bölgesinde bulunduğu ifade edildi ve yeterince düşünülmeden alınan kararların yeni tartışmaya yol açmakla birlikte faydalı olmayacağı da ifade edildi. Öğrencilerin sürekli şikayet halinde olduğu söylenirken bu durumun onları mağdur etmeden yapılabileceği de ifade edildi. Bunların bir telaş içerisinde yapıldığı açıklanırken bu durumun doğru olmadığı da açıklandı. Öğrencilerin mahremiyetinin olduğunu, öğrencilerin zaten yollarda olduğu açıklanırken öğrencilerin el üstünde tutulması gerektiği yönünde ifadeler kullanıldı.

Editör: Ecehan Acar