5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), Türkiye’deki hava kirliliği ile ilişkin bir rapor hazırladı. Hazırlanan ‘Hava Kirliliği Raporu’na’ göre Türkiye’deki hava kirliliği oranı endişe verici bir şekilde yüksek. Hatta, rapora göre, Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı ölümler, kovid-19 virüsü salgınında gerçekleşen ölümlerden daha fazla.
Edinilen bilgilere göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’na bağlı hava kirliliği istasyonlarının düzgün bir şekilde çalışmadığı ya da sağlıklı veri akşının olmadığı belirtildi. Bu istasyonlar çeşitli kirlilik verilerinin ölçülmesinde kullanılıyor ve şu anda Türkiye’de kağıt üzerindeki istasyon sayısı 357’i bulmakta ve bu 357 istasyondan 110 tanesinde ölçüm yapılamamış ve 105 istasyonda ise güvenli veri alımı olmamış, mevcut istasyonlar arasından sadece 142 tanesinde güvenli veri alımı sağlandığı belirtildi. Ölçüm verileri T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’ndan, 01.01.2020 – 31.12.2020 tarihlerini kapsayacak şekilde Mart 2021 ayı içerisinde alındığı da eklendi.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO)’ nun, ‘Hava Kirliliği Raporuna’ göre hava kirliliğinden ve koronavirüsten kaynaklı ölüm sayıları karşılaştırılıp paylaşıldı. Rapora göre, Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı ölüm sayısı 2018’de 45 bin 398 iken 2019’da ise bu sayı 31 bin 476 olduğu belirtildi. Mart-Aralık 2020 döneminde yeni tip koronavirüs salgını sebebiyle hayatını kaybeden kişi sayısı ise 20 bin 881 olarak kaydedildi.
Rapora göre, en kirli iller ise Sakarya, Konya, Amasya, Gaziantep, Edirne, Bursa, Burdur ve Isparta olarak kaydedildi.
“Ülkemizin hava kirliliği problemi hiçbir zaman Kovid-19 salgını kadar önemsenmemekte”
Konuyla ilişkin ÇMO Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, "Bu veriler bize, hava kirliliğinin Covid’den de tehlikeli bir seyri olduğunu gösteriyor. Ancak ülkemizin hava kirliliği problemi hiçbir zaman Kovid-19 salgını kadar önemsenmemekte" ifadelerini kullandı.
“Karşı karşıya geldiğimiz müsilaj da hava kirliliği de ekolojik yıkım da politikalar nedeniyledir”
Türkiye’nin şu anda İstanbul’da Marmara Denizi’ndeki müsilajla (deniz salyası) boğuşmasını hatırlatan Kahraman, açıklamasına şöyle devam etti: “Karşı karşıya geldiğimiz müsilaj da hava kirliliği de ekolojik yıkım da politikalar nedeniyledir. Şimdi Çevre Ajansı denen bir ajans kurulmak isteniyor. Bununla bugüne kadar çevre politikaları üzerindeki kamu denetimi tamamen ortadan kalkacak. O nedenle daha rantsal politikalarla karşı karşıya kalacağız. İktidarın yönelimi bize bunu gösteriyor.”