32 binden fazla dil öğretmenini tek platformda buluşturan ve online İngilizce dersleri başta olmak üzere pek çok yabancı dilde konuşma pratiği imkanı ve sistematik öğrenme olanakları sunan Preply’nin yayımladığı araştırma sonuçları, insan etkileşiminin öğrenme deneyimlerinde yerini koruduğunu gösterdi. Araştırmaya göre 10 öğrenciden 7’si, öğrenme sürecinde insan etkileşiminin öneminin farkında olduğunu söyledi. Bu rakam, Türkiye’de de değişmedi. Türkiye’deki öğrencilerin %67’si, öğrenme sürecine bir insan öğretmenin dahil olmasının önemli olduğunu ifade etti.
Yapay zeka tabanlı öğrenme yaklaşımında katılımcıların %31’i, temel endişelerinin insani bağlantı ve öğretmenin sağladığı motivasyonun eksikliği olduğunu söyledi. Öğretmen - öğrenci ilişkisinin öğrencide öğrenme sürecindeki motivasyonu korumayı kolaylaştırdığını, bu durumun da sürecin ilerleme olasılığını artırdığı görüldü. Yapay zekanın daha az maliyetli bir öğrenme yolu olmasına karşın Z kuşağına mensup katılımcıların %31’i, özel bilgilerini ve kişisel verilerini yapay zeka sistemleriyle paylaşmaya razı olmadığını dile getirdi.
Araştırma sonuçları genel anlamda öğrenci ve öğretmenlerin, yapay zeka ile öğretmenlerin ortak bir modelde birleştiği öğrenme sürecinin en iyi sonucu vereceğine işaret etti. Öte yandan yapay zekanın kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunma yeteneği, öne çıkan özellikler arasında yer aldı.
Yapay zekayla öğrenmedeki en önemli tehlike: Motivasyon kaybı
Kurumsal İngilizce, akademik İngilizce, online Almanca gibi farklı ihtiyaçlara yönelik ana dilini konuşan öğretmenlerle online yabancı dil kursu sağlayan Preply’nin yapay zeka ve eğitimi inceleyen araştırmasında, öğrencilerin %73’ünün yapay zeka kullanımı konusunda endişeli olması dikkat çekti. Özellikle dört kadın öğrenciden üçünün endişe seviyesinin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu gösteren araştırma, en önemli endişe kaynağının ise insan etkileşimi ve motivasyon olarak açıkladı.
Öğrencilerle öğretmenleri yapay zeka teknolojilerini kullanarak en iyi şekilde eşleştiren ve böylece yapay zekayı bir amaç olarak değil, araç olarak kullanan Preply, çoğunluğa en uygun modeli sunan platform olarak ön plana çıktı. Araştırma sonuçları, yeni bir dil öğrenmenin dilbilgisi ve gramerden öte, öğrenci ve öğretmen arasında kurulan duygusal ilişkili olduğunu gözler önüne serdi.
Preply’nin diğer içerik tabanlı yapay zekayla dil öğrenme sağlayan uygulamalardan vazgeçme sebebine yönelik sorular, motivasyon kaybının başlıca etken olduğunu gösterirken algoritmalara dayanan bir eğitim şeklinin motivasyon kaybının başlıca sebepleri arasında yer alabileceği belirtildi. Özellikle Türkiye, İspanya, İtalya gibi sıcak ve dost canlısı kültürleriyle öne çıkan ülkelerin öne çıktığı %54’lük bir kesim, yapay zeka ve insan etkileşiminin dengeli bir biçimde bir araya geldiği bir öğretim modelinin etkili olabileceğini vurguladı.