Oruç tutmak sağlığı yerinde olan bir bireye fayda sağlar ve hiçbir zarar göstermez. Bunun yanı sıra karaciğerin ve sindirim organlarını dinlenmesi ve vücudun kendi kendini toplaması için çok faydalı olmaktadır. Ramazan ayında besinleri çok çeşitlendirmeden tüketerek, az yemek yiyerek ve su tüketimini arttırarak zayıflamak mümkün olacaktır.
Organizmada depo edilmiş besin maddeleri oruç sırasında harcanır ve daha sonra yerine yenileri gelir ve tüm vücutta bir yenilenme olur. Oruç kan yağlarının düşürülmesi, kilo kontrolü ve sindirim sisteminin dinlenmesi açısından tavsiye edilmektedir. Bunun yanı sıra iftar ve sahur yapıldığı sırada aşırı yemek yememek şartı ile optimum bir enerji dengesi oluşmaktadır. Az yemek yemenin çok yemek yemekten daha faydalı olduğu hatırlanmalıdır. Fazla oranda yemek tüketimi gerçekleştirmek kalp hastalıkları, romatizma, şeker, kalp dolaşımındaki bozukluklar gibi hastalıkların oluşumuna sebep olabilir. Diğer taraftan fazla besin tüketilmesi sonucunda kilo artışı hızlanır, böbrekler yorulur, kolesterol yükselir, sindirim ve mide sisteminde olumsuz değişiklikler yaşanabilir.
Sigara alkol ve benzeri kötü alışkanlıklardan kurtulmayı kolaylaştırmakta olan oruç, kötü alışkanlıkların insan vücudu üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri gidermeye yardımcı olur.
Tam açlık halinin olması orucun olumlu etkilerini yok eder ve bu sebeple kişiye özel bir beslenme planının oluşturulması önerilir. Sıkı bir diyet yapmak ya da tam açlık çekmek gibi durumların yan etkileri fazla olmaktadır. Zira yeterli enerji alımı gerçekleşmezse sağlık riskleri artabilir ve negatif enerji dengesi oluşabilir.
Oruç tutulduğu sırada besin tüketim miktarlarına ve türüne dikkat edilirse vücut atık ve zararlı maddelerden yani toksinlerden arınabilecektir. Oruç sırasında midenin tüm kasları dinlenir ve iç zarda bulunan tüm hücreler kendilerini tamir etme fırsatı bulmaktadır. Diğer taraftan kan hacminde gerçekleşen azalma da kalp üzerinde çok önemli bir dinlenme sağlamaktadır.