Strese verilen normal bir tepki olan kaygı, her zaman kötü bir şey olarak tanımlanmalıdır. Fakat yaşam kalitesini etkileyecek kadar aşırı hale gelen ve kontrol edilemez bir hal alan kaygı ise anksiyete bozukluğunun göstergesi olabilecektir. Pek çok farklı türü bulunan anksiyete bozukluğu panik atak, özel fobiler, ayrılık kaygısı bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu agorafobi ve yaygın anksiyete bozukluğu olarak bilinmektedir.
İlk olarak sıradan kaygıya benzer özellikler gösteren yaygın kaygı bozukluğu, her şey hakkında gerçekçi olmayan ya da aşırı endişe ile kendini gösterir ve dikkat çeker. İsim konulamayacak durumlar hakkında bile kaygılanabilen kişilerde yaygın kaygı bozukluğu bulunabilir. En az 6 gün süren bu durum, günlük hayatın akışını da oldukça zorlaştırabilmektedir.
Kaygı, bazen bazı durumlara hazırlanmaya ya da tehlikeli durumlara karşı tetikte kalmaya yardımcı olabilmektedir ve strese karşı normal bir tepki olarak bilinir. Fakat kaygı bozukluğu ise daha farklıdır ve strese verilen tipik bir tepki olmaktan daha fazlasıdır.
Genel anlamda yalnızca endişeli olmak yerine anksiyete bozukluğunun varlığı için tanımlanan iki durumun mevcut olması gerekmektedir. Kaygı, yaşa uygun olmamakla birlikte yaşanan durumlara karşı da orantısızdır. Gündelik hayat sürdürmek için gereken normal çalışma yeteneğini bozan kaygı, anksiyete bozukluğu ile aynı şey değildir. Bunun yanı sıra anksiyete bozuklukları arasında farklı bir bulgu da belirsizlik karşısında verilen aşırı beklentili ya da olağandışı bir tepki olacaktır.
Her insan hayatında belirsizlikler ile karşılaşırken anksiyete bozukluğu olan bir kişi ise sonuçları abartarak tahmin etme eğiliminde bulunabilir ve gerçek olaylar ile orantılı olmayan bir şekilde davranabilir.
Anksiyete bozukluğunun uyku zorluğu, sinirlilik, odaklanmada zorluk, kas gerginliği, tükenmişlik, hızlı kalp atıiı ve avuçların terlemesi gibi semptomları bulunmaktadır.