John Nordbo, CARE Danimarka'da kıdemli bir iklim danışmanıdır. Siyaset bilimi alanında yüksek lisans yapıyor ve yirmi yıldır uluslararası iklim müzakerelerini takip ediyor ve şu anda iklim finansmanı konularına odaklanıyor. STK alanına girmeden önce, John Danimarka Çevre ve Enerji Bakanlığı'nda hükümet yetkilisi olarak çalıştı. Burada birçok ülkenin iklim finansmanının gerçekte nereden geldiğini açıklıyor.
2009 Kopenhag İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP15), gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelerdeki iklim değişikliğine uyum ve azaltma faaliyetlerini finansal olarak desteklemeyi taahhüt etmişlerdir. Bu iklim finansmanı taahhüdü, zengin ülkeler tarafından fedakar bir taahhüt değildi. UNFCCC'NİN COP15 müzakeresinden kaynaklanan daha geniş bir küresel yeşil anlaşmanın parçasıydı. Anlaşma, Küresel Güney'in ekonomik kalkınma ve yoksulluğun azaltılması için acil ihtiyaca rağmen iklim eylemini hızlandırmasına yardımcı olacak.
Bu ihtiyaçların tanınması için G7 ve diğer zengin ülkeler, 2020'de yılda 100 milyar dolara (96 milyar €) ulaşan ”ölçeklendirilmiş" finans sağlama sözü verdi. Ayrıca bu parayı “yeni ve ek” bütçelerden bulmayı taahhüt ettiler - mevcut olanlardan değil.
Ancak, insani yardım örgütü CARE Danimarka'nın son raporu, gelişmiş ülkeler tarafından BMGK'YA bildirilen kamu iklim finansmanının gerçekte ne kadar “yeni ve ek” olduğunu ortaya koyuyor.
G7'nin Başarısızlıkları
Değerlendirilen gelişmiş ülkelerden yalnızca üçü, uzun süredir devam eden onaylanmamış taahhüdü tutarlı bir şekilde aştı. Bu taahhüt, gayri safi milli gelirlerinin yüzde 0,7'sinin Resmi Kalkınma Yardımı olarak sağlanmasını ve bunun üzerine kişi başına büyük miktarda iklim finansmanı sağlanmasını içermektedir. Bu ülkeler Lüksemburg, Norveç ve İsveç'ti. Aksine, G7 ülkeleri başarısızlığın çoğundan sorumludur.
Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri en büyük küresel ekonomilerden bazılarını ve büyük miktarda iklim finansmanı bildiren ülkeleri temsil etmektedir.
Toplu olarak, G7 ülkeleri 2011'den 2018'e kadar tüm zengin ülkeler tarafından bildirilen iklim finansmanının 186 milyar dolarını (178 milyar euro) veya yüzde 85'ini oluşturuyor.