Kişi birçok hobide kendisini tehlike ile karşı karşıya olduğunu düşünür fakat deprem korkusunda ise kişi yalnızca kendisi değil tüm dünyanın yakın çevresinin ve ailesinin de zarar göreceğini düşünerek enişte yaşar. Bu yönüyle deprem korkusu diğer fobilerden farklı olmaktadır. Bunun yanı sıra deprem korkusu dünyayı içerisine alan felaket senaryoları ile de tetiklenmektedir.

Deprem yeri ya da şiddeti ne olursa olsun herkesi olumsuz anlamda etkileyen ve korkuları depreştiren bir felakettir. Ancak kimi grup insan için deprem korkudan çok ötedir ve hayatı kabusa çeviren bir fobi haline gelmektedir.

İzmir'de Limanda Feci Kaza: Mühendis Hayatını Kaybetti İzmir'de Limanda Feci Kaza: Mühendis Hayatını Kaybetti

Diğer pek çok fobinin aksine deprem korkusu, kaybetme ve ölüm korkusunu da tetikler ve kişi bu durumları düşünmeden yaşayamaz. Gerçekte kişiler depremin kendisinden değil yaşanacak olan bu depremin potansiyel sonuçlarından endişe duyar. Sevdiğimiz insanları kaybetme ihtimalinin dehşeti ve ölmekten korkma bu korkunun içerisinde yer alır.

Kişi depremden kaçamayacağını düşünür ve kaygıya kapılmaya başlar. Bu korku yaşadığı her olayda da tetiklenen bir hal alabilir. Deprem gibi ağır sonuçlara yol açabilen durumlarda kişiler birkaç hafta içinde bu duruma alışıp hayatına devam edebilir fakat bazı kişilerde bu durum uzun sürebilir ve travma sonrası stres bozukluğu yaşanabilir. Bu korku hayatımızı ciddi anlamda etkileyebilir ve belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ancak çoğu kişide küçük bir hareketten bile korkma durumu, uyku bozuklukları, yoğun bir huzursuzluk hissi, ağlama isteği, depresyon ya da deprem anının akıldan çıkmaması gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır.

Tedavi sürecinde ise amaç deprem fobisi olan kişilere bu korku ile başa çıkma becerisi kazandırmak olacaktır. Deprem her insanda kaybı yaratmaktadır fakat 2 haftayı geçen bir süre ardından çok yoğun bir keder ya da korku yaşanıyorsa ve kişiler günlük hayatlarına geri dönmekte zorlanıyorsa profesyonel bir destek almak gerekli olmaktadır.

Deprem gibi ciddi durumlarda kişilerin kendilerini kontrol edebilmesi zor olmaktadır ve böyle anlarda yaşanılan anksiyete ile korku normal kabul edilir. Çünkü deprem gibi zamanlarda yaşanılan kaygı hali ve korku aslında “savaş- kaç” mekanizmasının getirdiği bir haldir. Deprem anında ya da bu olayı takip eden zamanlarda kişi inanmakta güçlük çekme, şoka girme, uyuşma, huzursuzluk, yerinde duramama, kendi ya da sevdiklerinin hayatı hakkında şiddetli kaygı hissi, günlük aktivitelere odaklanmakta güçlük, her an kötü bir şey olacakmış gibi alarm durumunda olma hali, travmatik olayı hatırlatacak şeylerden kaçınma, karar vermekte ve hatırlamakta güçlük, iştahta azalma ya da artma, uykuya dalmakta güçlük, uyku bozuklukları, benzer bir olayın tekrar yaşanabilme ihtimaline karşı duyulan şiddetli korku, kabuslar görme ya da gün içinde travmatik olayların canlanması gibi belirtiler görülmektedir.

Bu belirtiler birçok kişi için ise yalnızca olaydan kısa bir süre sonra devam eder ya da hafif şiddette seyreder. Kısa süre içerisinde günlük yaşam koşturması içerisinde bu belirtiler unutulmaktadır.

Editör: Ecehan Acar