Pazarcık ve Elbistan merkezli 2 deprem, 10 şehrimizi büyük oranda etkileyerek 31 binden fazla insanın ölümüne neden oldu. Deprem sonrası yıkılan binaları inşa eden müteahhitlere karşı soruşturma açıldı ve bugüne kadar 163 şüpheli müteahhittin "sorumluluğu" tespit edildi. Yeni binaların da enkaza dönüşen binaların arasında olması, vatandaşların kendi oturdukları binaların depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda endişe duymalarına sebep oldu.
Özellikle İstanbul'da beklenen Marmara depreminden en çok etkileneceği öngörülen bölgelerde yaşayan insanlar, evlerinin sağlam olup olmadığına dair yapı denetim firmalarından rapor almaya başladılar. Vatandaşların yapı denetim raporlarında eğer sonuç 'depreme uygun değil' olarak çıkarsa, satın aldıkları yüklenici kurumlara ve müteahhitlere karşı tüketici kanunu çerçevesinde ayıplı mal hükmünden faydalanarak tazminat davasından ev satış bedelini almaya kadar korunan haklarına sahip olacaklar.
Yapı denetim raporları, maddi külfet, zaman aşımı, kentsel dönüşüm sürecine yanaşmamak gibi nedenlerden dolayı sık sık ertelendiği için ev sahiplerinin endişe duymasına neden oluyor. Ancak aslında ev sahiplerinin bu durumda faydalanabileceği birçok hakları var ve çoğu kişi bunu bilmiyor.
Evlerinin sağlam olduğunu düşünerek alan vatandaşların yapılarının denetlenmesi halinde, raporda "depreme dayanıklı değil" sonucu olması halinde, ev sahipleri satın aldıkları yüklenici firmaya veya müteahhide tazminat davası açabilir, evin satış bedelini geri alabilir ve ücretsiz onarım talep edebilirler.
AYIPLI MAL
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev alan Prof. Dr. Haluk Nami Nomer, yapı denetim raporları ile ilgili bir evin satışı söz konusu olduğunda tüketici haklarının devreye girdiğini belirtti. Yapının şartnamelere uygun olarak inşa edilmediği durumlarda, "ayıp hükümleri"ne başvurulabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Nomer, müteahhitlerin yapılacak binaları şartnamelere uygun inşa etmekle yükümlü olduğunu belirterek, yapı denetim raporunda bina sağlamlığına dair olumsuz bir sonuç çıkması halinde, ev sahiplerinin ayıp hükmüne başvurarak çeşitli haklarını kullanabileceklerini söyledi. Bu haklar arasında, sözleşmeden dönme, ev ücretinin tamamen iadesini isteme, bedelde indirim talebi, ücretsiz onarım talebi ve tazminat hakkı olduğunu ifade eden Nomer, tüketici kanunu çerçevesinde ağır kusur ve hile varsa zaman aşımı hükümlerinin uygulanmayacağını da vurguladı.
Ev sahiplerinin bu haklarını, evi satın aldıkları kişiye veya yükleniciye karşı ileri sürebileceklerini belirten Nomer, yüklenici, binayı inşa eden kişi olduğundan, doğrudan yükleniciden satın alınmışsa bu satın alma işleminin tüketici işlemi olarak kabul edileceğini ve tüketici kanununa tabi olduğunu açıkladı. Bu durumda, tüketici kanunu hükümlerine göre zaman aşımının belirleneceğini ifade etti ve ağır kusur ve hile durumunda zaman aşımının söz konusu olmadığını vurguladı. Ancak, ev başka birinden satın alınmışsa, bu işlem tüketici işlemi olmayacağından tüketici kanununun uygulanamayacağını hatırlattı.
Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri için, bu işlemleri tüketici işlemi olarak kabul etmeyen Yargıtay'a atıfta bulunarak, vatandaşların haklarının yine var olduğunu ancak tüketici kanunundaki zaman aşımı hükümlerinin uygulanmayacağını söyledi. Zaman aşımının borçlar kanunu hükümlerine göre, teslimden itibaren 20 yıl olduğunu anımsatarak sözlerini noktaladı.