Depresyon çağın hastalığı olarak bilinmektedir ve pek çok kişiyi olumsuz anlamda etkileyen bir rahatsızlık olarak görülmektedir. Fakat kadınların ise depresyondan çok daha olumsuz bir şekilde etkilendiği bilinmektedir. Peki kadınlar depresyona neden daha fazla girer ve bu durumun sebepleri nelerdir? Bu sorunun yanıtını bulmak için öncelikle depresyonun genel anlamını bilmek önem taşımaktadır. Var olan canlıların tümü hayatlarını devam ettirmek için hem bedensel hem de ruhsal ihtiyaçlarını gidermelidir. Depresyon ise bireyin ruhsal olarak boşlukta kaldığı ve ihtiyaçlarını gideremediği bir süreci açıklamaktadır.
Bir ruh hali bozukluğu olarak da söylenmesi mümkün olan depresyonda insanın yaşam enerjisi çekilir ve ani bir şekilde çaresizlik ile hüzne düşer. Kadınların erkeklerden daha duygusal ve çok yönlü varlıklar olması sebebiyle daha kolay bir şekilde depresyona girme eğilimi gösterdikleri bilinmektedir. Her ne kadar kadınlarda ve erkeklerde depresyon belirtileri farklı olarak gözükse de her ikisinde de geçmeyen olumsuz ruh hali ve çaresizlik benzer bir şekilde seyretmektedir. Depresyon bir bakımdan kişinin karşılaştığı olumsuzlukları ya da içinde bulunmuş olduğu durumları kabullenemediği zamanlarda yaşanmaktadır.
Hem kadınlar hem de erkekler dönemsel olarak depresyona girebilir fakat uzmanlar kadınların depresyona girmeye daha meyilli olduğunu ifade etmektedir. Kişinin geçmişte aşamadığı travmalar, genetik yatkınlığı, duygusal, cinsel ve fiziki istismara maruz kalmak kadınlarda depresyonu tetikleyen durumlar arasında yer almaktadır. Bazı zamanlarda ise regl döngüsü, menopozun başlangıcı ve kullanılan ilaçlar da depresyona sebep olabilmektedir.
Daha çok kişisel bir durum olan depresyonun süresi bireysel farklılık gösterebilmektedir. Kişinin genel karakterine ve depresyonun sebeplerine bağlı olarak bu durumun süresi de değişebilmektedir. Depresyon bazı zamanlarda aylar boyunca sürebilir fakat bazı durumlarda ise senelerce sürerek ruhsal olarak bir yıpranmaya neden olur.