İnaktif olan Çin aşısı Sinovak ve Alman aşısı mRNA olan Pfizer/BioNTech aşıları Türkiye'de vatandaşlara uygulanmaya devam ediyor. İnaktif aşı ise kimyasal ya da fiziksel yöntemler ile öldürülmüş olan m.o.ları içermeye dayanıyor ve mRNA aşı da virüsün genetik yapısının kopyalanması ile gerçekleşiyor. Koronavirüs sürecinin başlangıcından beri mRNA aşısı mı yoksa inaktif aşı mı tartışması hala devam etmekte. Vatandaşlar ise aşı içeriğini merak edip konu hakkında araştırmalar gerçekleştiriyor.
Virüsün bütün bedeninin aktif bir hale getirilip canlıya verilmesi ve bunun yanı sıra ona karşı vücutta antikor ürettiği bilgisine dayanan inaktif aşılar son zamanlarda sağlık gündeminin üst sıralarında yer aldı. Bunun yanı sıra inaktif aşıların canlı aşılar ile kıyaslandığı zaman bağışıklık suresinin kısa olduğu ve hücre dışı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlarda etkili olduğu bilgisine ulaşıldı.
İnsanlarda bulunan protein sentezleme ile görevli bir genetik şifre olan mRNA arama motorlarında sıklıkla aratılıyor ve konu hakkında detaylar merak ediliyor. Açıklanan yöntemlerin birinde Ölü ya da inaktif virüsün kendisi aşı haline getiriliyor ve diğerinde aşı biyoteknik metot ile üretiliyor.
Yöntemin Aslında genetik yapısının kopyalanmasına dayandığı hakkında açıklamalar gerçekleşti ve bilim insanları önemli bilgileri vatandaş ile paylaştı. bilim insanları aşının hücreye girdiğini ve hücrelere diken proteininİ üretmelerini söylediğini ifade etti.
Profesör Dr. Yalçın ise özellikle mRNA aşısının son zamanların korkulu rüyası olan delta varyantına karşı yüksek derecede etkili olduğu bilgisini vatandaşlar ile paylaştı. Yalçın daha önce inaktif aşı olmuş kişilerin en az süreyle 3 ay geçmiş ise 3. aşıyı olarak kalp ya da alerjik hastalıklar gibi ciddi rahatsızlıklar yok ise özellikle mRNA aşılarından birilerinin yapılmasını öngördüklerini belirtti. Diğer taraftan daha önce koronavirüs geçirmiş kişilerin de en az 3 ay sonra mRNA aşısı yaptırmalarında yarar olduğu açıklandı.
