İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Abdullah Serdar Fenercioğlu, deprem sırasında ve sonrasında deprem mağduru vatandaşlara uygulanabilecek olan yöntemleri açıkladı. Bunun yanı sıra olası bir depremde de enkazı altında yapılabilecekler ile ilgili detaylı bilgiler paylaşıldı. Artçı depremlerden korunmak amacıyla deprem sonrasında insanların evlerinin hasar altında olması sebebiyle bir yer tahsis edilene kadar sokakta kalınabileceği ifade edildi. Kış mevsiminde olduğumuz hatırlatıldı ve hipoterminin depremzedeler için en önemli konu olduğu ifade edildi. Hipoterminin vücut ısısının 35 derece altına inmesi ile meydana geldiği bilgisi paylaşıldı ve bu durumda sinir sistemi, kalp ve diğer organların da normal faaliyet gösteremeyeceği açıklandı.
Bir deprem meydana geldiği sırada göçük ve enkaz altında kalan insanların yaşam üçgenlerine sığınmalarının hayati önem taşıdığı konusuna vurguda bulunuldu. Yaşam üçgeni denilen şeyin bulaşık ya da çamaşır makinesi, buzdolabı veya sandalyelerle desteklenmekte olan masa altları gibi enkazdan koruyabilecek olan alanlara sığınmak anlamına geldiği belirtildi. Yaşam üçgenin pozisyonunun alınması ardından bir süre boyunca yardımın gelmesini beklememiz gerektiği bilgisi söylenildi. Beklediğimiz sırada ellerimizi ve ayaklarımızı mümkünse hareket ettirmeye çalışmamızın fayda göstereceği bilgisine ulaşıldı. Eğer yıkılan bina sebebiyle bir kanama yaşanıyorsa elimizle kanayan bölgeye tampon yapılmasının yardımcı olacağı aktarıldı.
Enkaz altında bulunan kişilerde kolda ya da bacakta şiddetli bir ağrı ya da kırık varsa bu organın hareket ettirilmemesinin çok önemli olduğu söylenildi. Pozisyonunuzu korumamızın ve ağrıyan yeri sabit tutmamızın olası daha kötü bir durumun önüne geçtiği yönünde bilgiler açıklandı. Diğer taraftan uzun süreli hareketsizlik ya da sıkışma sonucunda ezilme biçiminde yaralanmanın oluşabileceği hatırlatıldı ve bu durumun böbrek yetmezliğine yol açabileceği söylenildi. Böyle anlarda etkili ve hızlı bir tedavi uygulanmadığı zaman ölüm ile sonuçlanabileceği belirtildi.
