D vitamini vücudumuzda pek çok önemli işlevden sorumludur ve hamilelik takibi ile birlikte doğurganlık tedavilerinde de önemli faktörlerden biri olmaktadır. İnsan vücudunda fosfor ve kalsiyum minerallerinin işlenmesini sağlayan D vitamini bir bileşen olması sebebiyle genel sağlığımız için çok önemlidir. D vitamini bazı takviyeler ve bazı gıdalar ile alınabiliyor olsa bile gün Işığı metabolizmamızın D vitaminini işlemesini sağlayan şeydir. Genellikle ihtiyacımız olan D vitaminini yeterince Güneş’e maruz kaldığımız zaman üretebiliriz fakat pek çok insan yeteri kadar güneşe maruz kalmaması sebebiyle D vitamini eksikliği çekmektedir.
D vitamini seviyesi de doğurganlık söz konusu olduğu zaman önem kazanır ve bazı sonuçlar ortaya çıkabilir. Konu hakkında yapılan araştırmalara göre düşük D vitamini seviyesi kadınlarda embriyo emplantasyonunu olumsuz etkileyebilir ve erkeklerde ise sperm sayısını azaltabilir. Doktorunuzun kan değerlerinizi takip etmesi sonucunda kullandığınız takviyeye ne zaman ve ne şekilde devam edeceğiniz de öngörülecektir. Bunun yanı sıra D vitamini tüp bebek tedavi sürecinde de önem kazanmaktadır. Yapılan pek çok araştırmaya göre D vitamininin normal seviyelerde olması sağlıklı doğum olasılığını ve tüp bebek başarı şansını arttırmaktadır.
D vitamini sadece kadınlar için değil doğurganlık söz konusu olduğunda erkekler için de önem kazanmaktadır. Yeterince D vitamini bulunmuyorsa konu hakkında gerçekleşen bilimsel çalışmalara göre permütalitesi ve sperm hareketliliği bu durumdan etkilenecektir. Dolayısıyla tüp bebek tedavisi gören ya da hamilelik planlayan çiftlerde hem kadının hem de erkeğin D vitamini seviyelerini kontrol ettirmesi önemli olmaktadır.
D vitamini eksikliği hamilelikte anne ve bebek sağlığını doğrudan etkiler ve oldukça önem taşır. Uzmanlar aynı zamanda doğumdan sonra D vitamininin yeterli seviyelerde olmasının bebekte vitamin eksikliği görülmemesi için de önemli olduğunu belirtmektedir.
Yine hamilelik döneminde günde 10 bardak su içilmesi tavsiye edilir ve su metabolik vücuttan uzaklaştırılmasında ve besin ögelerinin vücut hücrelerine taşınmasında görev almaktadır. Hem annenin hem de bebeğin artan kan hacmi için günlük olarak 2-3 litre arasında sıvı tüketilmesi önemli olmaktadır. Günlük tüketilen sıvı miktarının yetersiz olduğu ise idrar renginin açık sarıdan koyu sarıya doğru gitmesidir.
Probiyotik alımı ise yaz ishallerini önlemekte faydalı olur ve hamilelerde bağırsak aktivitesine düzenlemeye yardım eder. Hamilelikte sıvı alımını kolaylaştıran ürünler arasında bulunan probiyotikler ferahlatıcı özelliği ve yüksek kalsiyum içeriği ile anne adayları tarafından tercih edilmektedir.
Hamilelik döneminde artış gösteren folik asit ihtiyacını karşılamak adına bezelye, yeşil sebzeler, üzüm ve barbunya tüketmeniz tavsiye edilir. Meyveler ve sebzeler içermiş olduğu yüksek posa sayesinde gebelik döneminde görülebilecek olan kabızlığın da önüne geçecektir. Gebelik döneminde kuruyemiş ve kuru meyve tüketimine de dikkat edilmesi gerekir ve bu besinleri ölçülü tüketmenizi tavsiye edilir. Kuruyemişler ve kuru meyveler yoğun enerjilerin yanında kalsiyum ve demir gibi minerallerden zengin olması sebebiyle tüketilmelidir. Fakat bu besinler kiloya sebep olabileceği için onları kontrollü bir şekilde tüketmemiz gerekmektedir. Akşam vaktinde 10 adet fındık ya da 2 tane ceviz ile 1 adet hurma ile 2 adet kuru kayısı tüketebilirsiniz.