Bebeğin doğumundan hemen sonra bebek annenin yanına verildiği zaman içgüdüsel olarak emme refleksi gösterecektir. Bebeğin anneden aldığı süt miktarı ilk gün onun ihtiyacını karşılayacak miktarda olmaktadır. Her meme verişte ilk günde ortalama bir çay kaşığı kadar süt gelebilir ve bu durum normaldir. Anne sütü her emzirmedi artar ancak süt az geldiği zaman endişeye kapılmak bebek ve anne arasında stres yaşanmasına sebep olmaktadır.
Anne karnında olan bebeğin hareketleri kısıtlıdır fakat bunun doğal bir süreç olması sebebiyle bir problem yaşanmamaktadır. Bebek kollarını uzattığı zaman anne karnının izin verdiği kadar bunu yapabilecektir ve bunu yaparak kendine güvende hissetmektedir. Bebek doğduğu zaman istemsiz bir şekilde yaptığı el kol hareketleri ile kendini korkutabilir ve bu sebeple bebeğe kundaklamak onlara yardımcı olacaktır. Bu şekilde bebekler daha kolay uyuyabilir ve kendilerini korkutamaz.
Doğumdan sonra ilk gün bebek ortalama 2 saatte bir emzirilmelidir ancak daha sonra bu sıklık artış gösterebilir. Bebeğin daha sonraki günlerde ise sürekli bir şekilde memede kalması sütün birikmesine engel olacağı için göğüs uçlarının yara olmasına ve bebeğin doymamasını neden olabilir.
Bebekler ve insanlar yaşadıkları ortamın şartlarına göre antikor geliştirir ve bu şekilde bağışıklık kazanır. Normalde var olan yaşam şartlarını değiştirmek ise bebeği steril büyütmek anlamına gelecektir. O sebeple ailelerin bebeğe göre değil bebeğin doğduğu aileye göre yaşaması önemli olmaktadır. Bu yüzden evde beslenen kedi ve köpekleri uzaklaştırmaya ihtiyaç yoktur.
Anne karnında olan bebekler sallanır ve bu durum onların denge yeteneğinin gelişmesine fayda sağlar. Doğduktan sonra da bebeği küçük ve hafif ritimler halinde sağlayabilir ve bu şekilde onların daha rahat uyumasını sağlayabilirsiniz.
Bebeklerin her zaman sessizlikte ve karanlıkta uyuması gerektiğini dair inanç ise doğru değildir ve bazı zamanlarda bebekler gürültüde ya da gün içerisinde aydınlık bir ortamda da uyuyabilmektedir.